Istanbul, Turkey, an extermination camp for 20000 dogs is about to open. We must stop this!!

Send a protest mail, scroll down for the Turkish letter please! Translation first, from: http://stray-einsame-vierbeiner.de/index.php/was-wir-alle-wissen-sollten/4189-ein-vernichtungslager-fuer-20-000-hunde-steht-kurz-vor-der-eroeffnung-in-istanbuls-die-hunde-brauchen-jetzt-ihre-stimme

To Prime Minister Davutoglu, To President Erdogan/ Ankara, and  To Ambassador Huseyin Avni Karslioglu/ Berlin 

Dear Prime Minister! Dear President! Dear Ambassador! 

It was brought to my attention that a brand new “animal shelter” will be opened soon in Istanbul. But this is no ordinary animal shelter. This facility is a mass death camp for 20,000 dogs and Istanbul’s largest massacre in the cities history is planned to take place at said facility.

The dogs are penned into spaces of 0.5 square meter, no room to move around, waiting in their own fecies and urin for a death that can be only be described as mercyful.

The building is out made of concrete and Steele, no heating, no light, no shelter from the elements and no shade structure.

This death camp is 3 km away from the newly planned 3rd Bosporus bridge. It is situated in the outskirts of Istanbul and has 2 crematory.

Approximately  200,000 dogs live in Istanbul. They are being caught one by one and transported there. This means nothing else but the execution of 200,000 living and feeling creatures. Once the dogs are there, nobody will hear their cries when they are being burned in the crematory.

Dog catchers will capture the animals, transport them to the facility into the small dungeons where they perish.

Similar facilities are planned in the Asian part of Istanbul and Izmir.

Just like in 1910, where 80,000 dogs were shipped to the island of Hayirsiz Ada, dogs will be eradicated.

Word is, that people could hear their cries all the way to Istanbul until they died.

It is apparent how pointless this gruesome act was, because the number of strays has risen to about 200,000 as of today.

Presumably the construction and maintenance for this death camp was very expensive. It is obvious that it will be up and running soon.

It can also be assumed that it would be less costly, much less in fact with the help of volunteers, to have the dogs spayed/ neutered in each part of the city.

Nobody can even remotely believe that the city of Istanbul is even capable to fed and care for 20,000 dogs on a daily basis.

There won’t be any veterinary care provided – the animals will die of starvation and thirst and devour each other.

Mr. Prime Minister, Mr. President, Mr. Ambassador,

Your country is trying to be accepted into the European Union. I am very well aware of the fact that not all of the European states are committed to humanitarian animal Welfare.

Almost everywhere mercilessness and commercialism are generally dictating the political guidelines.

I believe this should be a good reason to lead by example – for all of Europe to see.

These animals are part of Creation in your religion as well as it is in my religion.

They are defenseless, neither did they choose their destiny, nor did they deserve this.

When you are giving the order of the annihilation of 20,000 Creatures we will hear about this. Europe will hear about this.

You will loose part of your soul and carry this burden forever. I cannot believe that you would want this for yourselves.

Please avoid this tragedy!

---------------------------------------------  Subject: neutral  -------------

To:

 ozelkalem@basbakanlik.gov.tr ; cumhurbaskanligi@tbmm.gov.tr ; botschaft.berlin@mfa.gov.tr

 

Bcc:

veyseleroglu@gmail.com,

veyseleroglu@tbbm.gov.tr,

ahmetozyanik0653@tbmm.gov.tr,

ahmetozyanik0653@gmail.com,

ozcanyaman@ormansu.gov.tr,

bimer@basbakanlik.gov.tr,

bilgiedinme@icisleri.gov.tr,

baskanamesaj@ibb.gov.tr,

turk.genkon.berlin@t-online.de,

 

Subject: Istanbul, Turkey, Febr. 2015

 

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,

Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu,

Sayın Ekselans,

 

İstanbul, Sarıyer, Kısırkaya’da devasa bir barınağın açılacağı haberini aldım. Gerçekte bu yapı kompleksine barınak demek yerine 20.000 köpek kapasiteli bir imha kampı demek daha uygundur.

Orada İstanbul tarihinde görülmemiş bir katliam planlanmaktadır.

Köpekler hapsedildikleri ufacık hücreler içinde, hareket etme imkânları olmadan, kendi pislikleri içinde, onlar için bir kurtuluş olacak ölümü bekleyeceklerdir.

Bu tesiste her şey beton ve demirden ibarettir. 

Bir ısıtma sistemi yoktur, havalandırma sistemi yoktur, hücrelere ışık girmemektedir. Arazi eğimi açısından sele yatkındır. Rüzgârı ve soğuğu kesecek hiçbir tedbir alınmamıştır.

Gölgelik alan yoktur.

 

Bu ölüm kampı yeni inşa edilmekte olan üçüncü boğaz köprüsüne 3 km mesafede olup, İstanbul şehir merkezinden çok uzaktadır. Kampta 2 adet krematoryum mevcuttur.

İstanbul’da yaşayan 200.000 sokak köpeğinin toplanıp oraya götürülmesi planlanmaktadır. 

Bu, 200.000 adet, yaşayan ve hisseden canlının imha edilmesi demektir.

Köpekler orada toplandıktan sonra,  krematoryumda yakılan hayvanların çığlıklarını dahi duyamayacaksınız.  

Yakalama ekipleri tarafından kancalarla yakalanıp oraya götürülecek köpekler küçücük beton kutulara hapsedilerek öldürülecekler.

 

Anadolu yakasında ve İzmir’de de benzer toplama kamplarının yapımı planlanmaktadır.

Aynen 1910 yılında Hayırsız Ada’ya toplanıp imha edilen 80.000 köpeğe yapıldığı gibi korkunç bir katliam planlanmaktadır. Hayırsız Ada’da açlık ve susuzluktan birbirini parçalayarak ölen köpeklerin çığlıklarının İstanbul’dan duyulduğu rivayet edilir.

 

Bu zalim uygulamanın bir sonuç vermediğinin kanıtı sokak köpeği nüfusunun tekrar 200.000’e çıkmış olmasıdır.

 

Bu devasa tesisin inşaatı ve işletmesi, İstanbul’un tüm ilçelerinde kısırlaştırma yapılmasından daha maliyetli olacağı için bu yatırımın boşuna yapılmadığı ve işletmeye açılacağı aşikârdır. 

Hiç kimse,  20.000 köpeğin oraya toplanıp, bakılacağına ve besleneceğine inanmaz. Orada muhtemelen veteriner hizmeti de olmayacağı için hayvanlar açlıktan ve susuzluktan birbirlerini parçalayarak öleceklerdir.

 

Sayın Cumhurbaşkanı, sayın Başbakan, sayın Ekselans,

 

Ülkeniz Avrupa Birliğine girmek için çaba göstermektedir. AB’ye üye olan her ülkenin bilinçli bir hayvan korumacılık politikası izlediğini söyleyemeyiz.

Ne yazık ki birçok ülke için ticari düşünceler ve acımasızlığın ağır bastığı doğrudur. Oysa Türkiye,  hayvan refahını gözeten politikalar uygulayarak örnek oluşturabilir.

 

Hayvanlar, sizin ve benim inandığım dine göre Allah’ın yarattığı korumasız canlılardır ve bizlere emanettirler. Kaderlerini kendileri seçmemiştir ve onlara yapılan zulmü hak etmemektedir.

200.000 canlının imha edilmesine dair emri verirseniz bütün dünya bunu öğrenecektir.

Bu gerçekleşirse, ruhunuzdan bir parçayı kaybetmiş olacaksınız.

Bunu arzu ettiğinize inanmıyorum.

 

Lütfen bu katliamı engelleyin.

 

Lütfen.

 

Saygılarımla,